Çok iyi hatırlıyorum. Kürsüde yan yanaydılar. AKP'nin AB'yi kullanarak iç politikada istediği rotayı tutturmaya çalıştığı, AB'nin AKP'yi kullanarak Türkiye'ye istediği biçimi vermeye çalıştığı günlerden bir gün... Türkiye Başbakanı Erdoğan, Danimarka Başbakanı Rasmussen'e döndü ve "iki yüzlüsünüz"
dedi.
Aradan yıllar geçti. Türkiye'nin de oyuyla Rasmussen NATO Genel Sekreteri seçildi. Sözüm ona, Türkiye, posta koymuş, Rasmussen'in seçilmesine itiraz etmişti. Bir anda adamın genel sekreter olduğu açıklandı. Neymiş, ABD Başkanı Obama garanti vermiş, Rasmussen, PKK’nın yayın organı Roj TV'yi kapatacakmış...
Yalan, yine yalan, yine yalan... 70 milyonluk bir ülke ancak bu kadar açık açık aldatılabilir. Zaten adam, Roj TV'yi kapatacağını falan da söylemiyor, "İnceleyeceğim" diyor. Kaldı ki, kapatsa ne olur? Bu terör kusan televizyon, başka bir isim altında yayınını sürdüremez mi?
Geçmiş ola...
Türk Hükümeti, bile bile, Türkiye'ye karşı teröre destek veren bir politikacıyı NATO Genel Sekreteri seçmiştir. Karşılığında hiçbir şey almadan, ayni anda Fransa’nın NATO askeri kanadına dönüşüne onay verdiği gibi... Tıpkı 12 Eylül 1980'den sonra, karşılığında hiçbir şey almadan Yunanistan’ın askeri kanada dönüşüne olur verdiği gibi...
"Rasmussen'den baska adaylari da görelim bakalim" demek yok. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir görüsme, tartisma yok. Kamuoyunu bigilendirme, muhalefetten görüs alma yok.
Ne var? Havada laflar... "Obama sözlü garanti verdi, biz de ikna olduk, eveti çaktik"...
Hayirlara vesile olsun!..
Elindeki en önemli kozunu, veto hakkini kendi aleyhine kullanan bir ülke daha var midir acaba?
Üstelik asagilanarak. Hafif bir itiraz sesi yükseldi mi, Olli Rehn'in ne dedigini de duyduk. "Rasmussen'i veto ederseniz, AB üyeligini unutun."
7 yildir 70 milyonun duydugu en adi tehdit, en asagilik santaj, bütün çirkinligiyle bir kez daha karsimiza çikmadi mi?
Simdi, bundan sonra olacaklari çorap sökügü gibi izleyecegiz. NATO'ya Danimarkali Genel Sekreter ama Afganistan'a Türk asker. Türk Memet nöbete...
Karabag'da Ermeni isgaline devam, yerinden yurdundan edilen bir buçuk milyon Azeri'nin sefaletine de devam... Ama Türkiye'den Ermenistan'a jestler...
Ve daha neler neler?...
Obama dün Ankara'daydi, bugün Istanbul'da. En büyük iki kentin yollari kapali. Hava sahasi da kapali. Hastasi olan, cenazesi olan, acelesi olan, isi gücü olanlar için iki gün Ankara ve Istanbul cehennem gibi...
Konuk devlet baskaninin güvenligi gerekçesiyle Türkiye nüfusunun üçte birinden fazlasi için hayati durduran bir yönetimden Rasmussen'e gerçekten posta koymasini mi bekliyordunuz yoksa?
Hikmet Bilâ
8 Nisan 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder