29 Nisan 2009 Çarşamba

Darbe, muhtıra ve Ergenekon

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Harp Akademileri'nde güncel konulara girmedi. Bunu basın toplantısına bıraktı. Tarihi değiştirilen ve ertelenen basın toplantısı bugün (çarşamba) gerçekleşecek.

Türkiye'de ilk defa eski bir Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün, darbelerle ilgili tanıklık yaptığı dönemde, Orgeneral İlker Başbuğ'un, bazı sorulara vereceği cevaplar gelecek günlerin işaret fişekleri olacak. Ergenekon davası vesilesiyle literatüründen darbe ve darbeciliği çıkarma çabası içerisindeki Türkiye'de tarihi işler oluyor.

1960, 1971, 1980, 28 Şubat darbe ve muhtıralarına alışkın Türkiye, 2 yıl önce 27 Nisan 2007 günü "e-muhtıra" ile güne uyanmıştı. 2009 Nisan ayında, darbe tehdidinden darbeciliğin yargılandığı günlere geldik. 27 Nisan sabahı, bir "e-muhtıra" verilmiş, "Ordu göreve" zihniyeti taşıyanlar harekete geçmiş, "Cumhuriyet Mitingleri" devreye sokulMuş, Cumhurbaşkanı seçimleri, bir "kriz" haline getirilmişti.

Ergenekon ikinci iddianamesiyle birlikte "darbe plan ve girişimleri" Ergenekon davasının ana gündemlerinden biri haline geldi. Türkiye'de ilk defa "darbe ve darbeciliği" yargılayan bir anlam ve hava oluştu.

TÜRKİYE'NİN YENİ DOĞRULTUSU
Emekli Orgeneral Özkök'ün Ergenekon savcılarına ifade vermesinin anlamı büyük. Türkiye yeni bir "doğrultuya" girdi ve gerçek demokrasi için yürümeye devam ediyor. Özkök'ün, "tanık" sıfatıyla ifade vermesi, Ergenekon davasının gidişatı açısından "kritik" bir önem ifade ediyor. DaVanın bu tarihi önem ve niteliği, Hilmi Özkök'ün tanıklığıyla daha da belirginleşmiştir. Özkök'ün görev yaptığı kritik döneme ilişkin bilgi ve tanıklıklarını savcılarla paylaşması, hukukun adil ve kesin bir sonuca varması bakımından büyük önem ifade ediyor.

ÖZKÖK PAŞA
Hilmi Özkök, Cumhuriyet tarihimizin en önemli Genelkurmay başkanlarından birisidir.
Türkiye'nin demokratikleşmesinde onun adı hiç unutulmayacak. Çünkü o Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasete karışmasını tasvip etmedi ve darbecilere geçit vermedi.
Özkök, Genelkurmay Başkanlığı sırasında sivil siyasi irade ile ilişkileri dikkatli yürütmeye gösterdiği özenle hafızalarda yer edinmişti. Hilmi Özkök Paşa'nın, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Özden Örnek'in tuttuğu günlüklere göre, 2003 ve 2004 yıllarında bazı kuvvet komutanları tarafından planlanan "Ayışığı ve Sarıkız" adlı askeri darbelere karşı çıktığı, Genelkurmay başkanı olarak Türkiye'de demokratik rejimin devamını sağladığı artık kesinleşmiş oldu.

Hilmi Paşa, darbe teşebbüsü ile ilgili yaklaşımının işaretlerini daha önce vermişti. "Darbe vardır da diyemem, yoktur da diyemem" ve "SÖYLEYENE BAKARIM ADAM MI" sözleri akıllarda.
Özkök Paşa'nın, "Suskunluğum asaletimdendir. / Her lafa verilecek bir cevabım var. / Lakin; bir lafa bakarım laf mı diye, / bir de söyleyene bakarım adam mı diye" okuduğu şiirin adresleri de potaya girmiştir.

OLAYIN İKİ YÖNÜ
Hilmi Paşa'nın tanıklığı, 2003-2004 olaylarının sır perdesini aralayacaktır. Ergenekon savcıları, emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un görevde olduğu dönemi değil, sivil hayata geçtikleri dönemdeki faaliyetlerini inceliyor. "Darbeye zemin hazırlama" üzerinde önemle duruluyor. Özkök dönemi Ergenekon'da yok. Eğer o dönemde sorgulanacaksa, konu Genelkurmayın olacaktır.

Hilmi Paşa'nın açıklamaları, Şener Eruygur ve Hurşit Tolon paşaların askerlik döneminin gizli kodlarını verecektir. "Hukuk çağırırsa giderim, doğru neyse onu söylerim" diyen isimlerden biri de eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. Yaşar Büyükanıt idi. Ergenekon savcıları buna ihtiyaç duyacak mı?

Kaynak: Takvim

Hiç yorum yok: