22 Mart 2010 Pazartesi

Nemrut Mustafa Mahkemesi

BAYKAL, önceki gün CHP Grubu’nda yaptığı konuşmada ilginç bir mahkemeden söz ederek dedi ki:

“Türkiye bugünlere Nemrut Mustafa Paşa mahkemelerinden geçerek geldi. Kimsenin, ülkeyi Nemrut Mustafa mahkemelerine mahkûm etmesi mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet’in hukuku işleyecektir, Nemrut Mustafa Paşa hukuku işlemeyecektir.”

Bazı okurlarım, mesajlar yollayarak sordular:

“Kimdir bu Nemrut Mustafa Paşa? Deniz Bey neden ondan bahsetti?”




Nemrut Mustafa, son Osmanlı Padişahı Vahidettin’in Başbakanı “Sadrazam Damat Ferit Paşa”nın, yabancılara hoş görünmek için görevlendirdiği “güdümlü” bir mahkeme başkanıdır. Damat Ferit’in seçtiği tüm yargı mensupları onun adamlarıydı ve siyasi iradenin talimatlarına göre karar verirlerdi.

O dönemde Avrupa ülkeleri “Ermeni Tehciri Dosyası” ile yakından ilgileniyorlar, sorumlu buldukları kişilerin cezalandırılmasını istiyorlardı.

İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Webb “Davalar gecikiyor” diye şikâyet edince Damat Ferit Paşa onu memnun etmek için:

“En güvendiğim adamlarımdan yeni bir mahkeme kurdum, davalar hızlanacaktır” diye söz verdi.

Sadrazam Damat Ferit, yeni mahkemenin başına “Nemrut Mustafa” diye birini getirdi. Ona bir de “Paşa” unvanı verdiler.

Nemrut Mustafa gaddar biriydi. Hâkimden çok, cellat gibiydi. Sadrazam’ın gözüne girmek için, onun her istediği kararı veriyordu. Ülkesine yıllarca hizmet etmiş insanları, hiç çekinmeden idama yolluyordu. Kısacası, düşük karakterli, ahlaksız bir adamdı.

Nemrut Mustafa’nın verdiği en vahim kararlardan biri de Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i idam sehpasına göndermesidir.

Ermenilere kötü davrandığı gerekçesiyle, yabancıların isteği üzerine yargılanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Nemrut Mustafa Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi.

İnfaz, 10 Nisan 1919 günü, akşam saatlerinde, Beyazıt Meydanı’nda, şimdiki İstanbul Üniversitesi binasının büyük kapısı yakınında kurulan idam sehpasında gerçekleştirildi.

Olayı protesto eden halk, polisler ve jandarmalar tarafından infaz yerine yaklaştırılmadı.

İki celladın arasında idam yerine getirilen Kemal Bey, son sözlerinin sorulması üzerine halka hitap etmek istediğini söyleyerek şöyle dedi:

“Sevgili vatandaşlarım, ben bir Türk memuruyum, verilen emirleri yerine getirdim. Haksızlık yapmadım. Vicdanım rahattır. Ben sadece bir kurbanım.

Çocuklarımı asil Türk milletine emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onları açıkta bırakmaz. Vatan uğruna cephede vurulan bir şehit gibi gidiyorum. Allah vatana ve millete zeval vermesin!”

Meydan, mahkemeyi protesto sesleri ile inlerken Kemal Bey’in son sözleri şöyle oldu:

“Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar! Kahrolsun böyle adalet!”

Ermeni tehciri sırasında meydana gelen olaylar nedeniyle idam edilen Kaymakam Kemal Bey henüz 35 yaşındaydı... 11 Nisan 1919 günü Kadıköy’de düzenlenen büyük bir cenaze töreniyle toprağa verildi. Öğrenciler ve halk, Kemal Bey’e kahramanca sahip çıktılar.

Siyasiler gibi, Osmanlı yargısı da, yabancıların esiriydi... İşte, 91 yıl sonra CHP lideri Baykal’ın gündeme getirdiği Nemrut Mustafa Paşa, böyle biridir!

Hiç yorum yok: