15 Nisan 2010 Perşembe

Tahribat


Halaçoğlu olmasaydı, bir süredir Türkiye Cumhuriyeti'nin altını etnik temelde oymaya çalışanlar, şimdiye kadar amaçlarını çoktan gerçekleştirmiş olabilirlerdi. Emperyalist bir plandır bu. İstediklerini başarma konusunda epeyce yol aldıkları bir gerçek ama Türk Tarih Kurumu gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti olan kurumlar ve Halaçoğlu gibi bilim adamları sayesinde son vuruşu bir türlü yapamıyorlar.
Profesör Halaçoğlu'nu en son Fatih Altaylı'nın Teke Tek proğramında izledim. Programa elini kolunu sallaya sallaya, hiçbir hazırlık yapmadan geldiği izlenimi veren Ermeni vatandaş, dilbilimci Sevan Nişanyan'ı çok zor durumlarda bıraktı. Türk Milleti'nin alnına yapıştırılmak istenen “soykırımcı” yaftasını sadece bizim arşivimizden değil İngiliz, Rus, hatta Ermenilerin kendi belgeleriyle geçersiz kıldı.
Türkiye'nin aslında “Türklere ait olmadığı” yalanı özellikle 1990'lı yılların başından itibaren bir psikolojik savaş yöntemiyle halk arasında yayılmaya başladı“Türkiye'de zaten Türk yok ki, biz de Gürcü'ymüşüz” gibi lafları sıradan vatandaşlarımızın ağzından duyar olduk. Magazin programlarında bile insanlar, ilgili ilgisiz “Biz aslen Giritliyiz”, “Biz aslen Arnavutuz” demeye başladılar.
Milli bilinç bu şekilde tahrip edildikten sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni çeşitli etnik bölgelere ayıran haritalar yayımlanmaya başladı. Bu tür uyduruk haritalara kendi içimizden bile “Canım ne var bunda” diyenler maalesef mevcut...
Yusuf Halaçoğlu, Fatih Altaylı'nın programında tehcir sırasında binlerce Ermeni'nin katledildikten sonra yok edildikleri iddiası gündeme gelince çantasından bir belge çıkardı ve “Gerekirse bunu açıklarız” dedi, sonra da belgeyi tekrar çantasına koydu.
Bu belgenin ne olduğu merak uyandırdı doğal olarak.
Belgenin peşine düşen gazetecilerden ipi göğüsleyen Ceyhun Bozkurt oldu.
Çalışkan muhabir Bozkurt, yemedi içmedi, belgenin peşine düştü ve sonunda amacına ulaştı; o belgeyi elde etti. Halaçoğlu'nun “gerekirse açıklanır” dediği belge, Güneydoğu’daki “kripto Ermenilerin”, yani Kürtleştirilmiş Ermenilerin tam listesiydi!
Bu liste şu tarihi gerçeği de ilk kez belgelemekteydi: Tehcir sırasında yollarda katledildikleri veya ölmelerine göz yumulduğu iddia edilen Ermenilerin büyük bir bölümü Kürt ismi alıp müslümanlığa geçmiş, böylece tehcirden kurtularak güneydoğu illerine yerleşmişlerdi.
Ceyhun Bozkurt'un yayımladığı belgeye baktığımızda, bu “Kürtleşmiş” Ermenilerin torunlarının bugün PKK saflarında yer alan isimler olduğunu görüyoruz. Şunu da söyleyelim, belgenin ele geçirilen kısmı belli ki listenin tamamı değil. Şimdilik “ucundan” gösterilmiş olan bu listenin çok daha geniş olduğu anlaşılıyor.
Peki Halaçoğlu Türk Tarih Kurumu'nun arşivindeki bu belgeyi şimdiye kadar niçin açıklamadı?
Bu sorunun cevabı ık: Bilim adamı ve devlet adamı sorumluluğu taşıdığı için.
Çünkü bu belge açıklandığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “kafa tası fişlemesi yapmakla” suçlanacak, bu arada Türk toplumuyla gerçekten kaynaşmış olan, Türkiye ile hiçbir sorunu bulunmayan“kripto Ermeni” vatandaşlarınız da yok yere rahatsız edilmiş olacaklardı.
Ama suçlamalar o derece şirazeden çıktı, Türklükle ve Türkiye Cumhuriyeti ile sorunu olanlar kendilerini o derece intikam duygularına kaptırdılar ki Türk Milleti'nin eli daha fazla armut toplayamazdı.
Gazeteci Bozkurt, listenin 476'sı PKK terör örgütü mensubu, 569'u PKK yanlısı toplam 1045 kişinin listesini yayımladı.
Böylece PKK denilen ihanet hareketinin arkasındaki gerçek kimlik ve gerçek amaç biraz daha aydınlanmış oldu.

Hiç yorum yok: