6 Kasım 2008 Perşembe

Mustafa adlı film ile ilgili yorumlar

Sayın Can Dündar,

Ben Bilkent Universitesi Bilgisayar Muhendisliği bölümünde yüksek lisans yapmakta olan bir öğrenciyim.

Atatürk ile ilgili yaptığınız belgeseli üzülerek söylüyorum hiç beğenmedim. Özetle belgeselde rahatsız olduğum konular şunlar:

Öncelikle, Vahdettin'in Atatürk'ü bilinçli olarak vatanı kurtarması için Samsun'a gonderdiği konusundaki iddia halen tartışılan, temelsiz ve açık söyleyeyim Fethullah taraftarları ve Osmanli sevdalılari tarafından sıklıkla dile getirilen bir görüştür. Böyle bir konuya belgeselinizin son derece taraflı yaklaşması kanımca çok üzücüdür. Bilakis Vahdettin, Atatürk için tutuklama ve idam kararı çıkartılmasına ön ayak olmuş biridir.

İkinci olarak, Mustafa Kemal'i Ataturk yapan ve en büyük savaşlardan biri olan Çanakkale savaşına son derece az yer verilirken, Ataturk'un özel hayatına, özellikle Madame Corinne'e yazdığı mektuplara gereksiz derecede fazla yer verilmiştir.

Belgeselinizde Atatürk'ün yüksek idealleri ve amaçları üzerinde yoğunlaşmak yerine, Atatürk'ün aldığı - ve kanımca alınması Cumhuriyetimiz için hayati zorunluluk teşkil eden - kimi kararları Atatürk'ün kişiliğine zarar verecek şekilde kullanmanız kabul edilemez.

Ozellikle Ataturk'un Ankara Meclisinin acılması sırasında takiyye yaptiğini
ima eder şekildeki aciklamalariniz, Ataturk;un Lenin kozunu
oynadiğini dile getirirken ustune vura vura ;musluman ve komunist
yoldaşlarım; şeklindeifadelerin gectiği gazete kupurlerine ozellikle
yer vermeniz, uslup acisindan cok uzucudur ve kullandiginiz ifadeler de
Ataturk'umuzu dinsiz bir komunist gibi gostermektedir. Bu olaylar ile
ilgili gercekler, maksatlar ve yontemler ayirt edilebilir şekilde ve duzgun
bir uslup ile sunulabilirdi ama siz bundan gordugum kadariyla
kacinmissiniz.

Ataturk'un not defterindeki, kendisinin iktidara gelmesi halinde bir
darbe ile ve zorla sistemi baştan aşagıya değiştirecegi konusundaki
ifadelerin pek cok kere vurgulanmiş olmasi, Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkasının liderleri ve silah arkadaslarını idama gondermiş olması ya da
onları bastırmış olması, Mussolini'nin ressamina bir portresini
yaptırmıs olmasına ve ressamin yorumlarina ozellikle yer verilmesi ve
Avrupada kimi gazeteler tarafından bir diktator olarak nitelendirilmesine
ozellikle yer verilmis olması bence Ataturk'un kişiliğine hakarettir. Yine
ayni donemdeki gazeteler Ataturk'un dunya tarihinde bin yilda bir gorulen
birdahi oldugunu beyan etmektedir. Ve sizin calismaniz, Ataturk'un
butun dunyanin kabul ettigi bir dahi ve gercek bir lider oldugunu adeta
saklamak ister bicimde secilmis gazete kupurleriyle doludur. Bunlar
Ataturkumuzu sanki bir diktator gibi gostermektedir! Size soruyorum sayin
Dundar siz Şeriatla ve Faşizmle yonetilen bir ulkede Cumhuriyeti getirmeyi
başaran, kadınları sosyal hayata katan, nerdeyse hic okuma yazma bilmeyen
bir halkı 10 sene gibi kısa bir surede okuma yazma bilir hale getiren kac
tane diktator gordunuz? Medeniyet icin gerekli yol ve yordamları
lutfen diktatorlukle karistirmayiniz. Siz Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkasının irticai faliyetlerinden bahsettiniz mi? Kubilay olayindan ve
Ataturke gonlunu vermis diger kemalistlerden bahsettiniz mi? Gercekten
bir diktatorluk ve faşizm ornegi gormek istiyorsaniz lutfen bir İran'a
bakin, bir Misir'a bakin, Afganistan'a, Pakistan'a bakin. Ve hatta
hatta ozellikle AKP iktidariyla birlikte son donem Turkiye'sine bakin.

Hele hele Turkiyemizde Ergenekon gibi eşi kara carşaflı ve kendisi
imam hatipli olan ve adı yolsuzluklara bulaşmış bir savcının yonettiği bir
dava varken, Ataturkcu dusunce derneginin uyeleri, profesorler,
emekli komutanlar, Cumhuriyet gazetesi yazarlari, Cumhuriyet
mitinglerini organize edenler, Cumhuriyetle yaşit olan insanlar ve
halkin bilinclenmesi ne gercekten yardım eden insanlar haklarindaki suclama
bile netlik kazanmadan ve onlara bildirilmeden tutuklanirken, ceza
evlerinde olume terkedilirken ve DARBECILIKLE suclanirken, sizin cikip da
Ataturk'e DARBECI demeniz igrenc ve acıklı bir benzetme olsa gerek!

Turkiye'nin her gun PKK teroru yuzunden sehit verdigi gunumuzde, ulke
ic savaşın ve bolunmenin eşiğine gelmişken, o kadar sacmalıkla
doldurdugunuz belges elinizin arasında sanki cok gerek varmiş gibi 'Ataturk
de Kurtlere Ozerklik verilmesi ile ilgili konusmustu' gibi ifadeler
kullaniyor olmaniz yangina benzinle gitmek demek degil de nedir sayin
Dundar? Sizin belgeseliniz vizyona girdigi sırada farkındamısınız ki
mecliste DTPliler guzelim ulkemi 25 parcaya bolebilmek icin uğraşmaktaydı?

Ataturk'un gunde bir şişe raki bitiren, sarhoş ve yalniz bir adam
olarak nitelenmiş olması ve devletin onemli meselelerinin tartisildigi
ve Cumhuriyetin coşkusunun yaşandığı Ataturk'un sofrasinin bayagi ve
sıkıcı olarak gosterilmesi de ayrı bir konu...

Sayin Sureyya Ciliv'in ve Turkcell'in sponsorlugunuzu yapmaktan
vazgecmiş olması na şaşmamak gerek. Zaten bu karar bile nasil bir manzara
ile karşilaşacagimizi işin en başindan haber vermişti. Zaten size olsa
olsa 'Bizim Universitemizde Ataturku bile eleştirebilirsiniz' diyen
vakıfuniversiteleri sponsor olabilirdi ve oldu.

Sonuc olarak ben bu belgeseli izledikten sonra sizi gercekten
cok ayipladim. Siz benim eskiden tanidiğim Can Dundar olmaktan cıkmışsınız.
Bu yapim kanimca sadece iki maksatla yapilmiş olabilir diye dusunuyorum.
Ya siz Cumhuriyet'in ve Kemalizm'in ilkelerine ters
dusup fethullahcilar in, yobazların ve boluculerin ekmegine yag surer bir
halegeldiniz ya da entellektuel anlamda Turkiye'de vatan sevdasini,
Ataturk sevdasini yitirmis kimi sanatcilar ve yazarlar gibi doğru bilinen
ve kabul edilen degerlere radikal ve uygunsuz bir şekilde ters duşuyor
olmanin sanat olduğunu dusunmeye başladiniz. Şahsen ben Turkiyenin ikinci
bir Orhan Pamuk'a ihtiyacı olduğunu duşunmuyorum.

Şayet size Ataturk'umuze diktator diyen O Avrupadan ya da O
Amerikadan birkac ay icinde 'Mustafa' dan oturu oduller yağmaya başlarsa
lutfen budediklerimi hatirlayiniz ve ozellikle Şevket Sureyya Aydemir'in
'Tek Adam''ini Ataturk';un 'Nutuk''unu tekrar ve bu sefer
anlayarak okuyunuz ve Mustafa;ya Ataturk demeyi ogreniniz!

Vakit ayirdiginiz icin tesekkur ederim,

Ateş Akaydın

4 yorum:

Asancak dedi ki...

Bu yorum gerçekten Ateş Beye ulaşır mı bilmiyorum. Yine de Mustafa filmine yönelik takip ettiğim tüm yorum ve eleştirilerden daha etkili bulduğumu söylemek istedim. Can Dündar'ın Atatürk'ünü bilemem ama, Atatürk'ün gençleri böyle işte. Sahip olduğu değerlere dil uzatılmasına asla müsade etmeyen ve cesur. Sizi tebrik ediyorum Ateş Akaydın. Düşüncelerinizin her satırına da sonuna kadar katıldığımı belirtmek istiyorum.

Ayşegül.

peri kizi dedi ki...

Sayin Ilgili ve sevgili arkadaslar,
Ne yazik ki film gosterime girdigi donemlerde yogun ilgiden dolayi filme bilet bulamadik ve yurt disinda yasadigimiz icin geri donmek zorunda kaldik.Yaklasik 10 yillik bir seruvene , gurbet seruvevine katilisimin 2.yili.NY (NewYork) ta yasamakla yukumluyuz, en azindan bir sureligine..Burada kaldigimiz sure icerisinde bireysel olarak bircok fazdan gectik.Ilk donemler milliyetci olduk ,sonra cumhuriyetci ve en sonunda objektif dusunmeyi ve reaktiflikten ziyate proaktif olmayi ogrendik.Butun bu fazlarda degismeyen tek sey, degisimdi ve idealist olan yanimizdi.Oyle yaa vatanimdan milletimden beni ancak bilimin sicak hali burada tutabilirdi.Ya da daha faydali hale gelebilmek duygusu..Bu ve benzeri donemlerde insanin burnunu belli bir nesneden uzak tutmasi icin iyi bir rehbere ihtiyaci oluyor.Ben bu rehberlerden biri olarak benimsemistim Can Dundar'i ..Her zaman da bu degismedi.Bu filme yapilan Bogazici 4.0 dereceyle mezun adamlarin yorumlari ile karsisilastigimda bile. Saskinlikla izledim, filme gitmemis olanlarin sert eslestirilerini, hala da izlemekteyim.Hala da gidemedim.Eminim bazi seylerden. Mesela Can Bey'in asla Atamizi kucultucu bir sey yapmak istemeyecegine, tuccar tarafini ailesi ve bireysel menfaatine sinirli tutacagina, en iyi niyetlerle bu filme varini yogunu koyacagina ve eslestiriye acik olacagina eminim.Bu kisi her zaman bu yonlerini duygulu anlatimiyla bize veren kisidir.Bu kisi Can ABi dir..Olamaz mi hata eminim vardir.Eminim kendisi gibi dusunemeyen insanlarla cevrili ,ikircikli bir halkla yasadigini unutan halleri vardir.BU zamanlarda Atamin ictigi siagaradan,rakidan dem vurulacagini unutan halleri, cakir sofrasindan ulke yonetilir mi diyecekleri hesaba katarak da BELGESEL FILMI yapilamaz.Herkes dilegini soyler, muhim OLAN bu tarz islerde YOLA puan vermektir.Yasadigim bu ulkede yola puan yok,sonuca puan veriliyor.Sonuc kotuyse yolun hicbir onemi yok.AMA konu DUYGU oldugunda, konu INSAN tarifi oldugunda IYI NIYETLE alinan YOLA PUAN vermeyi unutmuyor muyuz?
LUTFEN DAHA GENIS bakabilen ve kendimize gulen bir toplum olalim.

Sevgilerimle,
SINE
not : hala ingilizce kelime dogrulamlari olan ve bu konuda dogru durust ,etkin bir gelisime yonelmeyen genclerin, Atamiza sahip cikmasi ve bu ugurda ince detaylarda kaybolup buyuk resmi anlayamayisi da beni endiselendiriyor.

peri kizi dedi ki...

Sayin Ilgili ve sevgili arkadaslar,
Ne yazik ki film gosterime girdigi donemlerde yogun ilgiden dolayi filme bilet bulamadik ve yurt disinda yasadigimiz icin geri donmek zorunda kaldik.Yaklasik 10 yillik bir seruvene , gurbet seruvevine katilisimin 2.yili.NY (NewYork) ta yasamakla yukumluyuz, en azindan bir sureligine..Burada kaldigimiz sure icerisinde bireysel olarak bircok fazdan gectik.Ilk donemler milliyetci olduk ,sonra cumhuriyetci ve en sonunda objektif dusunmeyi ve reaktiflikten ziyate proaktif olmayi ogrendik.Butun bu fazlarda degismeyen tek sey, degisimdi ve idealist olan yanimizdi.Oyle yaa vatanimdan milletimden beni ancak bilimin sicak hali burada tutabilirdi.Ya da daha faydali hale gelebilmek duygusu..Bu ve benzeri donemlerde insanin burnunu belli bir nesneden uzak tutmasi icin iyi bir rehbere ihtiyaci oluyor.Ben bu rehberlerden biri olarak benimsemistim Can Dundar'i ..Her zaman da bu degismedi.Bu filme yapilan Bogazici 4.0 dereceyle mezun adamlarin yorumlari ile karsisilastigimda bile. Saskinlikla izledim, filme gitmemis olanlarin sert eslestirilerini, hala da izlemekteyim.Hala da gidemedim.Eminim bazi seylerden. Mesela Can Bey'in asla Atamizi kucultucu bir sey yapmak istemeyecegine, tuccar tarafini ailesi ve bireysel menfaatine sinirli tutacagina, en iyi niyetlerle bu filme varini yogunu koyacagina ve eslestiriye acik olacagina eminim.Bu kisi her zaman bu yonlerini duygulu anlatimiyla bize veren kisidir.Bu kisi Can ABi dir..Olamaz mi hata eminim vardir.Eminim kendisi gibi dusunemeyen insanlarla cevrili ,ikircikli bir halkla yasadigini unutan halleri vardir.BU zamanlarda Atamin ictigi siagaradan,rakidan dem vurulacagini unutan halleri, cakir sofrasindan ulke yonetilir mi diyecekleri hesaba katarak da BELGESEL FILMI yapilamaz.Herkes dilegini soyler, muhim OLAN bu tarz islerde YOLA puan vermektir.Yasadigim bu ulkede yola puan yok,sonuca puan veriliyor.Sonuc kotuyse yolun hicbir onemi yok.AMA konu DUYGU oldugunda, konu INSAN tarifi oldugunda IYI NIYETLE alinan YOLA PUAN vermeyi unutmuyor muyuz?
LUTFEN DAHA GENIS bakabilen ve kendimize gulen bir toplum olalim.

Sevgilerimle,
SINE
not : hala ingilizce kelime dogrulamlari olan ve bu konuda dogru durust ,etkin bir gelisime yonelmeyen genclerin, Atamiza sahip cikmasi ve bu ugurda ince detaylarda kaybolup buyuk resmi anlayamayisi da beni endiselendiriyor.

peri kizi dedi ki...

Filmi detaylica degelendirdiginiz icin mutlu oldum.Fakat sanirim yola puan vermeyi unuttunuz.Hani benim yasadigim bu ulkede bu kulturden gelir.Ben NY ta yasiyorum.Sonuc kotuyse yolun onemi yoktur.Ama insanin islendigi bir konuda iyi niyetle alinmis bir yola puan vermeyi unutmadik mi?
Daha genis ve yapici olmayi denemeliyiz, kendimize gulmei, beton kafalar olmamayi..Umarim olacak birgun.umarim olacak..Turgut Ozakman in dedigi gibi ; Sabir ya sabir...