22 Nisan 2008 Salı

AKP'nin Kanal Türk düşmanlığı


Bir avuç gözü kara 'deli gönül'ün, varlarını yoklarını ortaya koyup, inandıklarını dile getirip düşündüklerini söyledikleri, AKP'ye sert muhalefet yapılan, ama karşıt görüşlere de yer veren, birbirinden donanımlı ve yetenekli insanların, beş aydır maaş almadan, özveriyle çalıştıkları bir televizyon kanalı: KANAL TURK. Bir özelliği var: Çok seyrediliyor.

Vay sen misin etine buduna bakmadan AKP'ye kafa tutmaya kalkan dendi ve AKP İktidarı, küçücük Kanaltürk'ü 'bitirme' planında önce Maliye'yi kullandı. Onlarca müfettiş bir yıldır ablukaya aldı kanalı. Yetmedi, reklam verenlere tek tek telefon açtırıldı, gözdağı verdirildi.
Derken RTÜK sopası devreye girdi, dünya medya tarihine geçecek cezalar kesildi. Son darbeyi, üç gün boyunca reklam yasağıyla indirdiler. Neymiş efendim? Yolsuzluk ve Yoksulluk programında bir tekzip 20 saniye sonra döndürülmüş. Ama döndürülmüş, hem de gecikmeden dolayı özür dilenerek bir kez daha döndürülmüş. Hiçbir biçimde cezayı hak etmiyor Kanaltürk. Hele 20 saniyelik bir gecikmeye, üç günlük reklam kesintisi, insafsız bir infaz!

İnfazcı niçin RTÜK? Çünkü Tuncay Molloveisoğlu, ki bence Uğur Mumcu'dan sonra Türkiye'nin en iyi araştırmacı gazetecisidir, Yolsuzluk ve Yoksulluk programında Almanya'daki Deniz Feneri Derneği ve Kanal 7'ye yapılan baskınla tutuklanan yöneticilerini gündeme getirdi. Alman polisi,Deniz Feneri'nin 'yoksullara yardım' diye topladığı 14 milyon euro'nun kayıp olduğunu ve bu paradan 7 milyon euro'nun Kanal 7'nin Almanya şubesi Euro 7'ye aktarıldığını tespit etmişti! Ama Tuncay Mollaveisoğlu araştırmayı derinleştirince:

RTÜK başkanı Zahit Akman'ın Kanal 7'nin kurucuları arasında olup, bu görevinden ancak RTÜK üyesi seçildikten sonra 30 Eylül 2005'te ayrıldığı ve...Kanal 7 hisselerini Alman polisi tarafından tutuklanan Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Gürhan'a devrettiği, iddiasına da ulaştı. Hem de belgeleriyle!

Belgelerle destekli bu iddia, CHP'li Milletvekili Emin Koç tarafından meclis gündemine taşındı ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın önünde soru önergesi olarak duruyor.

Zahid Akman'ın RTÜK'ü, işte başkanına yönelik bu yolsuzluk iddiası yüzünden infaz ediyor, Kanaltürk'ü. Ve iddianın ucu kimbilir kimlere dayanıyor ki kaybolan 14 milyon euro'luk 'yoksul yardım' larında, AKP İktidarı da Kanaltürk batınca rahat bir soluk alacak.... mı dersiniz ?

Fos büyüklük var, pos büyüklük var. AKP'ninki fos büyüklük.
Yoksa bu kadar korkar mıydı, küçücük Kanaltürk'ün posundan?

Hiç yorum yok: