Uluslararası para mafyası ve onların yerli işbirlikçileri paralarını pirinçe yatırarak , çok büyük miktarda pirinç stoğu yaptı , Türkiye'de pirinç fiyatlarını toptan 400 bin liradan 4 milyon liraya kadar çıkarttı , bir süre daha stoklarını piyasaya sürmeyerek 5 ytl e çıkınca süreceklermiş .
Tüketici birlikleri bir süreliğine boykot çağrısı yapıyor . Bu stokları 1 hafta 10 gün içerisinde piyasaya sürmezlerse büyük zarar edeceklermiş , herkesi ay sonuna kadar , 1 Mayıs'a kadar kesinlikle pirinç almamaları konusunda uyarıyorlar
15 gün pirinç yemezsek ölmeyiz, ama stokçulara bu milletin duyarsız olmadığını , aptal olmadığını , gerektiğinde tepki verebileceğini duyurmak lazım . Ben Mayıs ayına kadar kesinlikle pirinç almayacağım , lokantada yemekhanede pirinç pilavı yemeyeceğim , etrafımdakileri de uyaracağım .
Pirinci 5 ytl yerine 1 ytl'den alabilmek istiyorum .
28 Nisan 2008 Pazartesi
22 Nisan 2008 Salı
AKP'nin Kanal Türk düşmanlığı
Bir avuç gözü kara 'deli gönül'ün, varlarını yoklarını ortaya koyup, inandıklarını dile getirip düşündüklerini söyledikleri, AKP'ye sert muhalefet yapılan, ama karşıt görüşlere de yer veren, birbirinden donanımlı ve yetenekli insanların, beş aydır maaş almadan, özveriyle çalıştıkları bir televizyon kanalı: KANAL TURK. Bir özelliği var: Çok seyrediliyor.
Vay sen misin etine buduna bakmadan AKP'ye kafa tutmaya kalkan dendi ve AKP İktidarı, küçücük Kanaltürk'ü 'bitirme' planında önce Maliye'yi kullandı. Onlarca müfettiş bir yıldır ablukaya aldı kanalı. Yetmedi, reklam verenlere tek tek telefon açtırıldı, gözdağı verdirildi.
Derken RTÜK sopası devreye girdi, dünya medya tarihine geçecek cezalar kesildi. Son darbeyi, üç gün boyunca reklam yasağıyla indirdiler. Neymiş efendim? Yolsuzluk ve Yoksulluk programında bir tekzip 20 saniye sonra döndürülmüş. Ama döndürülmüş, hem de gecikmeden dolayı özür dilenerek bir kez daha döndürülmüş. Hiçbir biçimde cezayı hak etmiyor Kanaltürk. Hele 20 saniyelik bir gecikmeye, üç günlük reklam kesintisi, insafsız bir infaz!
İnfazcı niçin RTÜK? Çünkü Tuncay Molloveisoğlu, ki bence Uğur Mumcu'dan sonra Türkiye'nin en iyi araştırmacı gazetecisidir, Yolsuzluk ve Yoksulluk programında Almanya'daki Deniz Feneri Derneği ve Kanal 7'ye yapılan baskınla tutuklanan yöneticilerini gündeme getirdi. Alman polisi,Deniz Feneri'nin 'yoksullara yardım' diye topladığı 14 milyon euro'nun kayıp olduğunu ve bu paradan 7 milyon euro'nun Kanal 7'nin Almanya şubesi Euro 7'ye aktarıldığını tespit etmişti! Ama Tuncay Mollaveisoğlu araştırmayı derinleştirince:
RTÜK başkanı Zahit Akman'ın Kanal 7'nin kurucuları arasında olup, bu görevinden ancak RTÜK üyesi seçildikten sonra 30 Eylül 2005'te ayrıldığı ve...Kanal 7 hisselerini Alman polisi tarafından tutuklanan Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Gürhan'a devrettiği, iddiasına da ulaştı. Hem de belgeleriyle!
Belgelerle destekli bu iddia, CHP'li Milletvekili Emin Koç tarafından meclis gündemine taşındı ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın önünde soru önergesi olarak duruyor.
Zahid Akman'ın RTÜK'ü, işte başkanına yönelik bu yolsuzluk iddiası yüzünden infaz ediyor, Kanaltürk'ü. Ve iddianın ucu kimbilir kimlere dayanıyor ki kaybolan 14 milyon euro'luk 'yoksul yardım' larında, AKP İktidarı da Kanaltürk batınca rahat bir soluk alacak.... mı dersiniz ?
Fos büyüklük var, pos büyüklük var. AKP'ninki fos büyüklük.
Yoksa bu kadar korkar mıydı, küçücük Kanaltürk'ün posundan?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)