Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TÜİK Enflasyon Verileri Hakkınd Açılan Dava ve Yargı Süreci

Günümüzde enflasyon verileri, yalnızca ekonomik göstergelerin takip edildiği bir sayı olmakla kalmadı, emekli maaşlarından asgari ücrete, kamuoyunun en temel gündemine kadar uzanan dinamik bir olgu hâline geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’deki resmî istatistikleri yayımlamaktan sorumlu anayasal bir kurum olarak öne çıkmakta. Ancak söz konusu verilerin “güvenilirliği” zaman zaman kamuoyunda tartışma konusu oluyor. En son örnekte, TÜİK’in 2024 yılı ilk altı aylık dönemi kapsayan enflasyon oranlarını olduğundan daha düşük açıkladığı iddiasına ilişkin yargı süreci başlatıldı. TÜİK’in Enflasyonu Olduğundan Düşük Gösterme İddiası ve Mağduriyetler TÜİK verilerinin düşük gösterildiği iddiaları özellikle maaşlı çalışanlar ve emekli kesim açısından büyük bir mağduriyet yaratıyor. Zira enflasyon oranına göre şekillenen maaş ve aylıklar, olduğundan daha az zamla güncelleniyor. Bu durum, satın alma gücünün beklenenden daha hızlı erimesine ve hanehalkı...
En son yayınlar

Ekonomi ve Finans Gündemi: Kur, Emeklilik, Borsa ve Altın

Ekonomi ve finans dünyası, yılın ilk çeyreğini geride bırakırken oldukça hareketli bir döneme işaret ediyor. Bir yandan bankaların “sahte dolar” iddialarıyla gündeme gelmesi, diğer yandan emekli maaşlarındaki düşüş tartışmaları, Borsa İstanbul’da konkordato ve halka arz süreçleri, altın-döviz-faiz üçgeni gibi konular hem yatırımcıları hem de vatandaşları yakından ilgilendiriyor. İşte öne çıkan başlıklar: 1) Bankaların “Sahte Dolar” İddiası ve Kurun Durumu Son günlerde bankalar ve bazı döviz büroları tarafından 650 milyon dolarlık “sahte dolar” tespit edildiği iddiası ortaya atıldı. Bu iddia nedeniyle vatandaşlar, düşük kurdan bozdurma ya da ek komisyon gibi uygulamalarla karşı karşıya kaldı. Ancak kısa sürede, bu “sahte dolar” haberlerinin ciddi bir doğrulaması olmadığı görüldü; Merkez Bankası ve ilgili kurumlar net bir açıklamada gecikince de kafa karışıklığı arttı.

Bolu Kartalkaya’daki Otel Yangını

İhmaller, Sorumluluk ve Adalet Arayışı Geçtiğimiz günlerde Bolu Kartalkaya’daki bir otelde meydana gelen yangın, 79 kişinin yaşamını yitirmesine ve 50’yi aşkın kişinin de yaralanmasına yol açtı. Türkiye’yi sarsan bu facia, sadece ihmaller zincirini değil aynı zamanda sorumluluk tartışmalarını da gündeme taşıdı. Yangın sonrası otel sahipleri ve çalışanları gözaltına alınırken, kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri de Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kamu kurumlarının denetim ve sorumluluk durumları oldu. İhmaller Zinciri ve Eksik Denetimler Otelin yangın merdiveni , otomatik söndürme sistemi ve yangın alarmı gibi temel emniyet donanımlarına sahip olmadığı ortaya çıktı. İddialara göre, alarm sisteminin sıklıkla yanlış çaldığı gerekçesiyle devre dışı bırakıldığı, yangın merdivenlerinin halı kaplandığı ve dış kaplamada yanıcı maddeler kullanıldığı belirtildi. Bu eksikler, olayın bu kadar can kaybına yol açmasındaki en büyük etken olarak görülüyor.

Türkiye'nin Suriye'deki YPG/PKK Stratejisi: İddialar ve Gerçekler

Türkiye'nin Suriye'deki YPG/PKK Stratejisi: Gerçekler ve İddialar Kaynak İncelemesi: GazeteVatan, 17 Aralık 2024 Giriş Türkiye’nin, Suriye topraklarında varlık gösteren YPG/PKK unsurlarına yönelik politikası uzun süredir uluslararası gündemde. Türk yetkililer, YPG/PKK’yı terör örgütü olarak tanımlarken, örgütün gelecekte Suriye siyasal yapısında yer almamasını stratejik bir hedef olarak görüyor. Ancak, bu konudaki bazı haber ve yorumlar doğruluk, zamanlama ve güncel durum açısından ek açıklamalar gerektiriyor. Gerçek Kontrolü: - Türkiye’nin YPG/PKK konusundaki tutumu nettir ve resmi açıklamalarda, örgütün Suriye’nin geleceğinde yer almamasının hedeflendiği sıkça ifade edilmektedir. Bu bilgi, çeşitli uluslararası haber kaynakları ve resmi beyanlarla da uyumludur. - Haberde aktarılan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in açıklamalarına benzer beyanlar, Türk yetkililer tarafından zaman zaman dile getirilmektedir. Anc...

Türkiye'de Nişan, Düğün ve Kına Organizasyon Maliyetleri

Turkiye'de evlenme sürecini ekonomik olarak daha iyi anlamak için Armut.com 'a bu konuda gelen hizmet talepleri analiz edildi ve "evlenme süreci ekonomisi" adında bir dosya hazırlandı. Bu dosya hem nişan, hem düğün, hem de kına organizasyonu boyunca alınan hizmetler ve harcanan paraların dökümlerinin derlenmesi ile oluşturuldu. Nişan ve Düğün hazırlığında olanlar bu yazıya muhakkak göz gezdirmeli. Nişan organizasyonu maliyeti 125.000 TL’ye kadar çıkabiliyor Nişan organizasyon maliyetleri 3 büyük ilimizde 2200 TL - 2350 TL fiyat aralığından başlasa da, nişanını düğün kadar görkemli yapmak isteyenlerin talepleri 125000 TL’lik organizasyonlara neden olabiliyor. Ankara ve İzmir’de ise 30000 TL’ye en pahalı nişan organizasyonlarının yapıldığını görebiliyoruz.

AKP ile Son 16 Yıl

2001 Krizi ve Sonrası Mahfi Eğilmez'in Mayıs 14, 2018 tarihindeki Son 16 Yıl ve 2018 Falı adlı yazısı 2001 krizi, Türkiye ekonomisinin yaşadığı önemli krizlerden birisidir. 2000 yılı sonundan krizin olduğu 2001 yılı sonuna ve 2002 yılı sonuna kadar ekonomide şöyle bir gelişme yaşanmıştır (veriler için kaynak: IMF, veri tabanı.) Makro Göstergeler 2000 2001 2002 GSYH (Cari fiyatlarla, USD) 273,1 200,3 238,3 Büyüme Oranı (%) 6,6 -5,9 6,4 Kişi Başına Gelir (USD) 4.219 3.053 3.589 İşsizlik Oranı (%) 6,0 7,8 9,8 Enflasyon (%) 39,0 68,5 29,7 USD/TL Kuru 675.004 1.453.615 1.311.636 Bütçe Dengesi / GSYH (%) -8,4 -11,8 -11,4 Kamu Borç Stoku / GSYH (%) 51,6 76,1 72,0 Cari Denge / GSYH (%) -3,6 1,9 -0,3 2001 krizi sonucunda 2000 yılında yüzde 6,6 olan büyüme oranı yüzde 5,9’luk bir küçülmeye dönüşmüş, GSYH’de yüzde 26,7 ve kişi başına gelirde yüzde 27,6 düşüş yaşanmıştır. İşsizlik ora...

Bankalardan Kredi Alıp Ödediği Masrafları Geri Almak İsteyenlere Müjde

FAİZ HARİCİNDE ÖDEDİĞİNİZ KREDİ MASRAFLARINI NASIL GERİ ALACAKSINIZ? Banka kredisi kullanan vatandaşlar bu iki dilekçe örneğini bir kenara not edin: Yargıtay ve onlarca yerel mahkeme, bankaların kredi kullandırırken aldığı dosya ve diğer masrafların 10 yıl geriye dönük olarak ödenmesine hükmetti. Bunun için son 10 yılda kredi kullanan yaklaşık 12 milyon kişinin bir dilekçe ile bankaya başvurması yeterli... Hükümet Tüketici Kanun Taslağı’yla bankaların aldığı masrafların kaldırılması için düğmeye basmıştı. Taslak kredi kartı aidatı, hesap işletim ve dosya ücreti gibi 31 farklı kategoride alınan ücretlerin kaldırılmasını öngörüyor. Yargıtay da zaten kredi kullanılırken vatandaştan alınan dosya masrafının haksız olduğuna karar vermiş, 10 yıl geriye dönük ödenmesine hükmetmişti. 12 milyonu ilgilendiriyor Yargıtay kararına karşın dosya masrafı adı altında aldığı paraları geri ödemeyen bankalara yerel mahkemelerden de tokat gibi bir karar daha çıktı. Yerel mahkemeler verdikleri ...